Her fırsatta harika bir şey keşfedeceğiniz Budapeşte.
Irmaklarıyla, yeşil doğasıyla ve zarafet dolu binaları ve köprüleriyle.
Budapeşte’de sadece doğal güzellik yoktur ve Budapeşte’yi bu hale getiren Macar
insanının dokunuşlarıdır.
Mimari olarak, şehir herkesi hayran bırakacak barok, neo klasik, 19'uncu yüzyılın sonlarında başkentin altın çağında, bugün gördüğünüz şeylerin çoğu inşa edildi. Geçmişte bugünden farklı bir ülkenin var olduğu muhakkak. Hem Osmanlı hem Avrupa izleri, hem barok hem neo klasik hem moderndir. Avrupa'nın en çekici destinasyonlarından birisi. Kendinizi eski çağa birden düşmüş gibi hissedeceğiniz
Budapeşte; Orta Avrupa'nın en güzel şehri kabul edilir.
İkinci Dünya Savaşı ve 1956 Ayaklanması binalarındaki mermi
delikleri ve şarapnel parçalarını görmek mümkün. Tarihe tanıklık edebilirsiniz
Budapeşte sokaklarında.
Köprüler
Tuna nehri, şehri kuzeyden güneye doğru uzanan iki bölüme
ayırır. Bunlara Buda (batı) ve Pest (doğu) tarafı denir. Bu iki parçayı
birbirine bağlayan kentin köprüleri ve nehrin üzerindeki adalar, şehre ayrı bir
güzellik katıyor. Buda ile Peşte’yi birbirine bağlayan Tuna Nehri üzerinde tam
8 adet köprü bulunuyor. Bazıları 2. Dünya Savaşında yıkılmış olsa da aslına
uygun olarak tekrar inşa edilmişler. İki yakayı birbirine bağlarlar.
Bunlardan en ünlüsü Zincirli Köprü ya da Aslanlı Köprü diye
bilinen Budapeşte’nin ilk Köprüsü aynı zamanda taş köprüdür. İsmini üzerindeki
büyük zincirden almıştır. Yabancı dilde Chain Bridge olarak da anılır. Üzerinde
zarif 2 adet kemer bulunur.
İngiliz Mimar William Clark Aynı zamanda Brooklyn Köprüsünün
de mimarı, zaten İngiliz esintisi de bulmak mümkün köprüde.
Buda
Görülmeye değer Balıkçılar Burcu. Şehrin savunulmasında önemli katkıları olduğu için onlara adanmış 20. Yüzyılda inşa edilmiş. Tüm şehri görüyor. Süsleme amaçlı yapılmış gibi. Eski Macar Kralı 1. Stephan’ın heykeli meydanı süsler. Budapeşte’nin en çok fotoğraflanan yerlerinden biridir.
Matyas Kilisesi 13. Yüzyılda yapılıyor. İsmini 15. Yüzyılda alıyor. Kilise 145
yıl cami olarak kullanılıyor. Macaristan porselen ve seramikleri ile ünlüdür.
1827’den beri faaliyette olan Ruszruwm Cafe. Folklorik kıyafetlerle servis
yapılıyor.
Macaristan yemeklerinin demirbaşı kırmızıbiber köleyeler her
tarafta satılmaktadır. Kırmızı biberlerin Osmanlı’dan geldiği bile rivayet edilir.
En önemli yemeği de Gulaş yemeğidir.
Uri Utka Lordlar Sokağı pastel renkli evlerin bulunduğu
evlerin bulunduğu sokakta kısa yürüyüşlere çıkabilirsiniz. Ortaçağ esintileri
bulunan evler dev kapıları ile ünlü.
Her evin üstünde levha bulunuyor ve buruda binanın öyküsü ve
kaç yılında yapıldığı anlatılıyor. Bu evlerden belki de en ünlüsü Beethoven’un
evi. Beethoven 1800’lerde bu sokakta 7 numaralı evde yaşamış ve bazı eserlerini
bu evde vermiş.
Budapeşte’de 1500’lü yıllarda hâkimiyetini sürdüren Osmanlı
eserleri de mevcut. Gül Baba heykeli ve türbesi hala mevcut ve ayakta. 150
yıllık Osmanlı Hâkimiyeti sırasında Budin Kalesi Fethi sırasında şehit düşen
asıl adı Cafer olan Gül Baba’nın heykeli yaptırılmış. Budapeşte’ye gül’ü ilk
diken kişi biliniyor. Sade ve iyi korunmuş bir türbedir.
Zincirli köprünün Buda’ya bağlandığı meydanda bir tünel
bulunur. Tünelin yanından merdivenlerle ve füniküler yoluyla Buda’nın en üst
tepesine çıkıp Peşte’ye nerdeyse kuşbakışı bakabilirsiniz.
Buda’da gezilecek diğer tepe ise Gellert Tepesi’dir.
Macarlarda yemek kültürü gelişmiştir. Bu yüzden de sebze Pazar konusunda
zengindir. Gustav Eiffel tarafından tasarlanmış sebze – meyve hali bile mevcut.
Peşte
Buda tarihi yerlerle meşhurken, Peşte bulvarları, sarayları,
kamu binaları, müzeleri, cafeleri ile canlı bir şehir merkezidir. Peşte tarafındaki
Cafe New York dünyanın en ünlü kafelerindendir. Aynı zamanda müzedir. Mermer
ahşap ve farklı malzemeler parlatılmış sürekli canlı müzik bulunur.
Peşte tarafında Tuna kenarında yürürseniz ayakkabılara
rastlayabilirsiniz. 2. Dünya savaşında vefat edenlerin ayakkabıları aslına
uygun demirden yapılmıştır ve ayakkabıların yönü nehre yöneliktir.
Parlamento Binası
Macaristan’ın ve Budapeşte’nin elbette ki en ünlü yapısı Parlamento
Binasıdır. Macarların gücünü ve bağımsızlığını simgeler oldukça heybetli ve
gösterişlidir. 19 yüzyıldan kalma bir yapı olup Londra Parlamento binasından
ilham alınarak tasarlanmış bir yapıdır.
1000 kişi çalışarak yapılmış. İçerde yarım milyon değerli
taş, 40 kg altın ve 40 milyon kiremit(!) kullanarak yapılmış. Londra ve
İstanbul’dan sonra dünyanın en eski metrosu 1896 yılında inşa edilen Budapeşte
Metrosudur. UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmıştır. Andreisut Caddesi Budapeşte’nin en ünlü
caddesidir. Bunun altındaki istasyonlar hala nostaljik olarak bazı trenleri
çalıştırır.
Kahramanlar Meydanı
Budapeşte’nin en ünlü merkezlerinden biri de Kahramanlar Meydanıdır. 1895 yılında Macaristan’ı fethedenlerin 1000. Yıl anısına yapılmış. Ama yapımı 1929 yılına kadar sürmüş. Milenyum Sütunu merkezi noktasıdır. 36 metrelik bu sütunun en tepesinde Cebrail heykeli bulunur. Bir elinde Macar kraliyet tacını diğer elinde ise apostol çift haçı bulundurur.
Macar Kabilelerini Karpat Havzasına götüren Macar şefleri temsil eden yedi atlı
heykel var. Macar prens Arpad ve onun 6 savaşçısını betimleyen bronz atlı
heykeller oldukça gösterişlidir. Macar boyları, 896 yılında bugünkü
Macaristan’a gelerek yerleşmişler, yaklaşık 60 yıl güçlerini korumuşlar ama
Germenler tarafından yıkılmışlar.
Kuzey Avrupa Turu ve Otobüsle Avrupa Turlarımızda kesinlikle gezeceğimiz ve konaklayacağımız şehirlerden biri de Budapeşte’dir. Tüm Avrupa Turlarında yolumuza çıkacak olan ve pek çok sanatçıyı bünyesinde toplayan, her tarafında sanat eseri ve anıtlar görmeniz mümkün olan Budapeşte’yi gezilecek yerler arasına not alın.
Anahtar Kelimeler:
otobüsle Avrupa turu, büyük Avrupa turu, baştan başa Avrupa turu, 15 günlük Avrupa turu, tüm Avrupa turu, Macaristan Budapeşte turu, 2020 otobüsle Avrupa turu, Avrupa turu 2020, Orta Avrupa turu, otobüsle orta Avrupa turu, Avrupa turu